Ana içeriğe atla

Grandma Yatı

" Che Guevara’nın günlüğü, “Roque suya düştü” diye başlar. Roque; Granma yatının kaptanı Roberto Roque Nunez idi.

Granma… 1943 yılında inşa edilen,12 kişilik ve 18 metre uzunluğunda bir yattı. Sahibi bir Amerikalı idi ve yata büyük annesinin adını (Grandma İngilizce büyükanne kelimesinin kısaltması) vermişti.

Yatı; Küba’nın devrik lideri Prio’dan aldığı 100 bin doların bir bölümüyle (50 bin Meksika Pezosu’na) Fidel Castro, 10 Ekim 1956’da satın aldı.

25 Kasım 1956 günü Meksika’nın Tuxpan-Veracruz Limanı’ndan denize açılan Granma, bin bir talihsizlik sonucu 82 devrimciyi Küba’ya ulaştırdı. Ve tarih: 2 Aralık 1956 idi. Karaya çıktıklarının üçüncü günü saldırıya uğradılar. 12 kişi kalsalar da iki yıl sonra zafere ulaşmayı başardılar.

Granma bugün; Havana’daki Devrim Müzesi’nde sergilenmektedir. Bugün

ayrıca…

Granma’nın ulaştığı eski Oriente bölgesinin adı Granma Eyaleti’dir. Keza, Küba Komünist Partisi gazetesinin ismi de Granma’dır…"


Soner Yalçın Bu sözler ile Grandama Yatını anlatmıştı.Nazım Hikmet Havana Röportajı adlı şiirinde o yattan bahseder;

"956’nın Kasımında
Fidel de içlerinde
82 kişi Granma gemisinden denize indi
956’nın Kasımında Küba kıyılarına sokulan Granma gemisinden denize inip
yarı bellerine kadar suya gömülü
ve silahlarını başlarının üstüne tutarak
ve ansızın
ve bir anda açılan top ve mitralyöz ateşi altında karaya çıkıp
ve karanlıkları polis köpekleri gibi koklayan araştıran ışıldaklardan sakınarak
ve sarıldınız teslim olun seslerini
ve iri kurbağaları çiğneyip bataklıklara
ve şekerkamışı tarlalarına dalarak
ve palmiyelerle hindistan cevizi ağaçlarının ardı sıra tepeleri tırmananlar
Sierra Dağı’nda buluştu"

Fidel Castro Granma'daki yolculuklarından şöyle bahsediyor deyip bitirelim;

"Denize deneme amacıyla açıldığımızda hep boş tekne kullanmıştık. Denizcilik konusunda pek bilgili değildik ve Granma'ya 82 kişi, üstüne de silahları, mühimmatı, yemek ve fazladan yakıtı eklediğinizde, gemi korkunç derecede yavaşladı. Dolayısıyla, 5 gün diye hesap ettiğimiz yolculuk 7 gün sürdü. Depoda sadece bir kaç parmak yakıtımız kalmıştı. Karaya planladığımızdan iki gün geç ulaştık. "




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Moncada Baskını

Tarih 26 Temmuz 1953...Fidel Castro ve arkadaşları Moncada'ya baskın düzenlediler. Baskının detaylarını onur Çuvalcı'nın yazısından okuyalım; " Oluşturulan kaynaklarla 165 tüfek ve 22 tabanca elde eden hareket, Santiago de Cuba sırtlarında “Siboney” adında bir tavuk yetiştirme çiftliğine yerleşti" " 25 Temmuz akşamı Fidel Castro yoldaşlarına çok kısa bir direktif mesajı gönderdi. Mesajında tıpkı 1868 ve 1895 yıllarında filizlenen Küba kurtuluş mücadelelerinde olduğu gibi, yine ülkenin doğusundan başlayan bir mücadelenin haberciliğini yaptıklarını, bu saldırıda ölümün de zaferin de olabileceğini, ama tıpkı ataları gibi “Ya özgürlük ya ölüm!” yakarışıyla hareket edeceklerini yazmıştı. Sloganlarının öldürmek değil, ancak mümkün olduğunca hayatta kalmak olduğunu eklemişti. Mesaj açıkça devrime giden yolda Moncada baskınının önemini vurgulamaktaydı." " 35 devrimci arasından dördü hareket noktası olan çiftlikte beklemiş, 131 devrimci sabah 4.00 sularınd

Devrim Başladı

"Geriye kalan bu 11 isyancı, bir süre Sierra Maestra’nın sık ormanlarla kaplı dağlarında, silah toplamak için küçük gruplar halinde kümelenmiş ordu karargahlarına baskınlar yapmaya başlar. 1957 Ocak ayında ise, La Plata’daki bir karakolu ele geçirerek, yaralanan askerleri, zamanında Castro’nun adamlarından birini öldüren ve bölge yerlisi köylüler tarafından sevilmeyen Belediye Başkanı ve toprak sahibi Chicho Osorio’yu öldürmeleri kaydıyla serbest bırakacaklarını bildirirler. Osario’nun infazı, isyancılara bölge yerlilerine güvenebilecekleri konusunda fikir verir. Bu olay üzerine köylülerden de Castro’nun gerilla hareketine katılanlar olur. Böylece sayıları 200’ü geçen isyancılar, Temmuz 1957’de Castro kardeşler ve Che Guevara önderliğinde üç gruba ayrılır." Devrim yaklaşıyor ABD korkuyordu.Devrim sathı şehir şehir yayılıyordu. New YorkTimes muhabiri Fidel'e hayran olmuştu.Gizlice gittiği Küba'dan gazeteye makaleler gönderiyordu.Muhabirin adı Herbert Matthews'ti.